1 saat boyunca bir ortamda kalıp maskesine bürünmeye bir an bile ihtiyaç duymayan biri var mıdır acaba çok merak ediyorum ?
Asıl mesele ne kadar açık saçık giyindiğin, değil aslında ...
Çıplaklık; bir bebek gibi hesapsızca, niyetsizce,elinde olmadan, etkileme derdi olmadan olan masumiyet, en büyük teslimiyettir.
Bazen düşünüyorum öğrenmek gerçekten güzel midir yoksa özgürlüğünü elinden alıp seni topluma tutsak yapıp başka bir yan benlik yaratmanı mecbur eden ruhunu delik deşik eden saçma sapan bi ton şeyin gelip beynine çökmesi midir ?
Çok bilgili olduk,okuduk adam olduk,büyük paralar kazandık,en güzel kızlar peşimizde,tüm kaslı yapay yakışıklı erkekler emrimize amade,en pahalı arabalar altımızda,marka kıyafetler dolabımızda,önce prada parfümümüz sonra kendimiz kral misali en önde gitmekteyiz, peki bu mutsuzluk niye?
Hep bir öf püf,gözler mosmor,halkalar portlamış,tek yetmeyen zaman, uyumaya vakit yok,ne sevmesi, aşk ileri tarihe atılmış bir görev misali askıda durmakta...
Daha yazacaktım ama heves meves kalmadı.
Maskemi atıp, benimle ezan sesine kadar bıkmadan usanmadan,soluk soluğa ama hiç yoruldum demeden,hevesle,heyecanla oynayacak birileri olsa,olabilse....
Tek derdimiz yemek yemek ve uyumak olsa.
Ne çocuğu ben bebek olmak istiyorum...